Docker 3rd birthday
Docker is 3 years old. By clicking you can read the blog They organized an special event (half tutorial, half contest) for its 3rd birthday.
Teknoloji Mutfağı'nda pişen her yemek sıcak sıcak servis edilir.
Docker is 3 years old. By clicking you can read the blog They organized an special event (half tutorial, half contest) for its 3rd birthday.
Yes, first week started, approximately 2 hours video and homeworks completed :)
“Bu böyle olmayacak, kendi kendime yetiyorum tamam ama dışarıdan yardım almam lazım” diyerek ve sevgili yeni tanıştığım, ama çok sevdiğim arkadaşım Emre Erkunt‘un tavsiyesi ile MongoDB Üniversitesi‘ne kayıt oldum.
Docker ile ilgili kendimi geliştirmek üzere bir çalışma listesi hazırladım. “docker run, docker run, docker run” tekrarları ile çok birşey öğrenemeyeceğimi bildiğim için böyle birşey yaptım. Listeyi görmeniz lazım, abik gubik şeyler var, kimisini hayata geçirmeden sildim bile. Docker konusunda ancak bu şekilde ustalaşabileceğimi düşünüyorum. Ve bu listede yaptığım ve blog olarak yayınlayabileceğim nitelikte olanları da burada paylaşmaya karar verdim. Zaten Teknoloji Mutfağı dememin sebebi de bu. Buraya dış dünyada bulduğum bir blogun çevirisini falan koymak istemiyorum. Bu mutfakta yemek yapıp bu yemeğin tarifini okuyanlar ile paylaşmak istiyorum.
Her ne kadar kurumsal bir ortamda çalışsam da, daima bilginin paylaşılabilir olması gerektiğine inananlardanım. “Kurumsal ortamda paylaşım olmaz mı?” diye sorabilirsiniz. Lafı uzatmadan şunu söyleyebilirim, “Hayır olmaz!”. Gerçekten olmaz, kurumsal ortamda birbirine bilgi aktarmak diye birşey yoktur, fakat başkasının bilgisi ile prim yapmak çok revaçta bir konudur. Bu etik olmayan davranış şekilleri tamamen farklı bir bilim dalının konusu dolayısıyla çok fazla karıştırmayacağım.
Bu yazıda kısa bir sorunu (sorun bile sayılmaz) bahane ederk uzun bir hikaye anlatacağım.Bir yerlerde saklamak lazım bu hikayeleri değil mi?
Webrazzi yıllardır takip ettiğim, teknolojinin erken piyasaya servis edildiği mutfaktır açıkçası. Geçenlerde yine karıştırırken Mekan Asistanı ile ilgili ilginç bir yazı dikkatimi çekti. Açtım baktım, hatta bakmakla yetinmedim hemen üye oldum. Ben üyeliğimin hemen akif olmasını ve uygulamayı denemeyi bekliyordum fakat açılmadı. Ben de hemen mail yazdım, bir sıkıntı olup olmadığını sormak için. Doğruyu söylemek gerekirse fiyasko olduğunu bile düşündüm önce. Fakat mailime anında cevap yazdılar. “2 gündür çok yoğun bir kayıt olduğunu o nedenle kullanıcıları biraz beklettiklerini” söylediler. Tahmin ettiğim gibi Webrazzi haberi bir anda artırmış kayıt miktarını. Olur deyip beklemeye başladım.
Docker Swarm gerçekten çok çok çok önemli bir araç. Özellikle docker’ı kişisel bilgisayarınızdan çıkarmaya karar vermişseniz ve deneme aşamasından kullanma aşamasına geçmişseniz, bilmeniz gereken bir araç. Docker swarm, docker’ları bir harmoni içerisinde yönetmenizi ve container’larızı uygun docker’da konumlandırmanızı sağlayan önemli bir cluster aracı. Özellikle Docker’ın, bir development ortamından daha fazlası olduğunu, production için de bir alternatif olduğunu kanıtlıyor. Yakın zamanda anons edildi, Docker Swarm 1.0 production ortamında kullanılabilecekti. Ve hatta kapsamlı stress testi de yapıldı. Sonuçlar o kadar umut verici ve adamlar o kadar kendilerine güveniyorlar ki, yazının sonuna şunun yazmışlar
Uzun süredir blog yazarım, ve daima blogların insanı sıkmaması taraftarıyımdır. Ben de o tarzda blog yazmaya karar verdim. Madem blog’un adı Teknoloji Mutfağı, o halde her tür implementasyonda bu mutfakta pişmiş bir yemek oluyor.
En gıcık konulardan birisidir Transaction Recovery konusu… Gıcık, gıcık, gıcık, gıcık… Ama bir o kadar da önemlidir… Websphere bugüne kadar kimseye muhtaç olmadan transaction’larını yönetmiş, yeri gelmiş onlara annelik yapmış, yeri gelmiş onlara babalık yapmıştır… Bir evlat olmuştur transaction’lar onun için… Fakat ani bir kaza geçirdiğinde transaction’lar panik olmuşlar ve ne yapacaklarını şaşırmışlardır… Bu hikayemizin konusu da, panik olan bu transaction’ların o an düşünebildikleri tek şey ile ilgili… Transaction Recovery…
FFDC logları Websphere’in uyarı sistemleri arasında önemli sayılabilecek bir yerdedir. Peki nedir FFDC? Ne anlama gelir? Nasıl kullanılır?
Ooooo, bir hayli zaman olmuş, teknoloji veya sorunlara dair birşeyler karalamayalı… Geçenlerde kendi kendime söyleniyordum, şöyle kendi kendime çözebildiğim bir problem olsa da buralarda paylaşsam, hayrım dokunsa birilerine diye, nihayetinde bu tarz bir durum oluştu ve ben de burada paylaşayım dedim, çünkü herhangi bir şekilde bu sorunun Türkçe’si yok, ya da ben kısıtlı arama yeteneklerimle bulamadım…
Üç-dört gün önce yavaş yavaş basına sızan ve salı sabahı resmi olarak download’a hazır hale gelen Google Chrome, sanırım bir süre browser dünyasının yeni gözdesi olacak… Şimdi, ben Chrome’un memory yönetimini nasıl daha iyi yaptığını, java scriptleri nasıl daha etkili yönettiğini, nasıl hızlı açıldığını, nasıl güzel olduğunu anlatmayacağım… Ben asıl eğer bakmadı iseniz, Google Chrome’un Çizgi Romanı‘ndan bahsedeceğim… Henüz bakmadı iseniz hemen ve aceleyle Google Chrome Comic linkine tıklayın… Sayfaları nasıl okuduğunuzu anlayamayadan 38 sayfa çizgi romanı, zevkle bitirdiğinizi farkedeceksiniz… Benim gibi özellikle çizgi roman hastası olanlar için bulunmaz bir nimet… Baloncuklardaki kısa yazılar, uzun uzun düzyazı paragrafların yerini alıyor… Renk olarak mavi ve beyaz tonlarının kullanılması, gözü yormadan bir anlatım sağlıyor… Bir de adamlar oturup her konu için figürler yapacaklarına, bu figürleri çizgi roman havasında nefis bir şekilde aktarıyorlar…
Bir hayli uzun zamandır bloguma herhangi bir şey yazamıyordum.. Araya yaz tatilim, IBM Websphere ile ilgili performans problemleri ve tuning işlemleri girince bu kadar uzun bir ara vermek zorunda kaldım… Ben de blog yazılarıma bu şekilde bir söyleşi ile döneyim dedim…
Güzel bir İstanbul sabahında her ne kadar Sarıyer-Levent sapağını iki kere kaçırıp, Ayazağa’dan dolanarak ulaşsam da, gerek 4 senedir herhangi bir üniversite kampüsüne girmemiş olmam, gerekse Eclipse (favorim) konferansına ilk kez katılıyor olmamdan dolayı gayet heyecanlıydım ve bu heyecanımla İTÜ kampüsüne daldım…
Bu plugin’i ilk gördüğüm zaman, yüzüme geniş bir gülümseme yayıldı. CI Game ha, çok zekice :) açıkçası uzun süredir, bu tarz bir olay düşünüyordum.. Gerek yapılandırmaların sık sık bozulmasından, gerekse yapılandırmaları bozan insanları kafamda sürekli bir sıraya sokmaya çalışmak gibi bir psikopatlıktan dolayı, acaip hoşuma giden bir plugin oldu..
Sürüm Sistemi’nizi (benim durumumda bu Hudson oluyor), daima sistemlerinizden ayrı bir makine üzerinde yürütmelisiniz. Yani, Hudson’ın kurulu olduğu makine üzerinde Uygulama Sunucusu (eğer kullanıyorsanız) veya veritabanı olmamalıdır. Neden? Çünkü eğer ağır, CPU tüketen testler çalıştırıyorsanız ve bu testleriniz uzun sürüyor ise bu makine üzerinde darboğazlar oluşmaya başlar, böylece siz “kaş yaparken göz çıkarmış” olursunuz. Ya da bir anda memory yetersizliğinden dolayı makine kasılmaya başlar ve sistemde hizmet veremez hale gelirsiniz.
Sürekli entegrasyon sistemleri ile ilgili kazanımlarımı ve uygulamalarımı bu ikinci bölümde anlatmaya devam ediyorum. Serinin birinci bölümünü bu linkte bulabilirsiniz.